4 Aralık 2010 Cumartesi

zaytgayst metni

Aşağıdaki yazı, Zeitgeist (Zamanın Ruhu) adlı belgeselden alınmıştır. Ben de ilk izlediğimde şaşırmıştım. Eminim siz de şaşıracaksınız.

Güneş... M.Ö 10.000 yılından beri, insanlar bu nesneye duydukları saygıyı ve hayranlığı çizimlerle ve yazılarla dile getirmişlerdir. Bunun nedeni ise gayet açık, güneş her gün doğarak insanların dünyasını aydınlatır, ısı ve güvenlik sağlar, onları soğuktan, körlükten ve geceleri ortaya çıkan yırtıcı hayvanlardan korur.

İnsanlar anladı ki o olmadan ekinler büyümez ve bu gezegen üzerinde yaşam devam edemez. Bu gerçekler güneşi, tüm zamanların en çok tapınılan nesnesi haline getirdi. Benzer şekilde insanlar, yıldızlara da ilgi duydular. Yıldızların hareketlerini takip ederek uzun vadede gerçekleşen bazı olayları önceden hesaplayabileceklerini fark ettiler. Ay tutulması ve dolunay gibi olayları. Gökcisimlerini gruplayarak bugün bizim "Takımyıldız" dediğimiz haritaları oluşturdular.

Zodyak çaprazı insanlık tarihinin en eski kavramsal işaretlerinden biridir.
TIKLA: ZODYAK HAÇI - ZODYAK ÇAPRAZI zodyak haç yada çapraz değildir çemberdir/çarktır

Güneşin, bir yıllık süreç içerisinde 12 büyük takımyıldızı içinden geçişini tasvir eder. Ayrıca 12 ayı, 4 mevsimi, gün dönümlerini ve ekinokslarını da belirtir. Zodyak çaprazı'nda her takımyıldızı antropomorfize edilmiş, diğer bir deyişle hayvan ya da doğa figürleriyle kişiselleştirilmiştir. Bir başka deyişle antik toplumlar güneşi ve yıldızları izlemekle kalmamış, onları, hareketlerinin sonucunda meydana gelen olaylarla bağlantılı olarak özenle kişiselleştirmişledir. Güneş, yaşam veren ve yaşamı devam ettiren nitelikleriyle görülemeyen yaratıcının sureti, yani Tanrı olarak kişiselleştirilmiştir. "Tanrı'nın Güneşi", "Dünyanın Işığı" ve "İnsanlığın Kurtarıcısı" olarak da bilinir. Benzer şekilde, 12 takımyıldız da "Tanrı'nın Güneşi"nin ziyaret ettiği yerleri temsil ederler ve genellikle o zaman aralığında gerçekleşen doğa olaylarındaki etken elementlerle isimlendirilirler. Örneğin Aquarius (Kova), Su Taşıyıcısı, şiddetli yağmurları getiren kişidir.
TIKLA: GÜNEŞE TAPANLAR Güneşin sahibine değil direk güneşe tapıyorlardı

Horus, M.Ö 3000 civarında Mısır'ın Güneş Tanrı'sıydı. Horus güneşin kişiselleştirilmiş haliydi ve yaşamı güneşin gökyüzündeki hareketiyle ilgili bir dizi hikayeyle açıklanıyordu. Mısır'daki antik hiyeroglifler sayesinde, bu güneş tanrısı hakkında çok şey biliyoruz. 
TIKLA: GÜNEŞ TANRISI HORUS DEĞİL RA horusta ra değil

Örneğin, güneşi ve ışığı temsil eden Horus'un Set adında bir düşmanı vardı ve Set gece karanlığının kişiselleştirilmesiydi. Her sabah Horus, Set'e karşı olan savaşını kazanırken akşam olduğunda da Set Horus'u mağlup ederek onu yeraltına gönderir. Burada da görüldüğü gibi "Aydınlık-Karanlık" ya da "İyi-Kötü" gibi kavramlar, en çok karşılaşılan ve bugün bile farklı şekillerde karşımıza çıkan en bilindik mitolojik ikilemlerden biridir.
 TIKLA: HORUSUN GÖZÜ AYNI ZAMANDA AYI TEMSİL EDER GECE-GÜNDÜZ KAVGASI DEĞİL kavganın sebebi farklı, iyi ile kötünün kavgasıda doğal bir şey olağanüstülük yok

Horus'un hikayesi genellikle şöyle devam eder: Horus, 25 Aralık'ta bakire Isis-Meri tarafından dünyaya getirilir
TIKLA: HORUS 25 ARALIKTA DOĞMADI ki isada 25 aralıkta doğmadı
TIKLA: İSİS BAKİRE DEĞİL EVLİ horusun babası osiris

Doğumu, doğudaki bir yıldızla birlikte meydana gelmiştir. 3 Kral, yıldızı takip ederek Horus'u bulmuş ve bu yeni doğmuş kurtarıcıyı süslemişlerdir. 

12 yaşına geldiğinde, cömert bir çocuk öğretmendi 
TIKLA: ÖĞRETMEN Mİ? asillerin asil olmayanlara öğretmesi eğitim eşitsizliği nedeniyle doğal

30 yaşına geldiğinde ise Anup tarafından vaftiz edildi ve görevine başladı. 
TIKLA: VAFTİZ Mİ? temizlenmek ve su çok da sıra dışı da değil zaten 
Horus'un birlikte yolculuk ettiği 12 havarisi vardı 
TIKLA:12 Mİ 16 MI ? zaten horusun yanında dörtte oğlu varmış sayı bozuluyor

Hastaları iyileştirmek ve su üzerinde yürümek gibi mucizeler gösterirdi
TIKLA: BELKİDE HEKİMDİ AMA SUDA YÜRÜRMÜYDÜ?
Horus; "Gerçek", "Işık", "Tanrı'nın Oğlu", "Güzel Çoban", "Tanrı'nın Koyunu" ve bunun gibi birçok farklı isimlerle de biliniyordu. 
TIKLA: GÜZEL ÇOBAN VE TANRININ KOYUNU MU?

Typhon tarafından ihanete uğradıktan sonra Horus çarmıha gerildi, 3 gün boyunca gömüldü ve sonra yeniden dirildi.
TIKLA: HORUSU AKREP ÖLDÜRDÜ.
Horus'un bu karakteristik özellikleri, özgün olsun ya da olmasın dünyadaki birçok farklı kültürü ve tanrılarını etkileyerek hepsinde aynı mitolojik altyapıyı meydana getirdi. 
TIKLA: TANRILAR GÜÇLÜDÜR ZATEN HEP BENZEŞMELERİ DOĞAL.

Frigya'nın Attis'i (M.Ö 1200), 25 Aralık'ta bakire Nana'dan dünyaya geldi, çarmıha gerildi, gömüldü ve 3 gün sonra dirildi. 
TIKLA: FRİGYANIN ATTİSİ  bakiremi? hikaye pek benzemiyor

Hindistan'ın Krişna'sı (M.Ö 900) bakire Devaki'den, doğumunu müjdeleyen bir yıldızla birlikte dünyaya geldi. Havarilerine mucizeler gösterdi, ölümünden sonra tekrar dirildi. 
TIKLA: HİNDİSTANIN KRİŞNASI krişnanın kendinden büyük 7 kardeşi var nasıl bakireyse

Yunanistan'ın Dionysus'u (M.Ö 500), 25 Aralık'ta bir bakireden dünyaya geldi. Gezgin bir öğretmendi, suyu şaraba dönüştürmek gibi mucizeler gösterdi. "Kralların Kralı", "Tanrı'nın Sevgili Oğlu", "Alfa ve Omega" gibi birçok isimle anıldı. Ölümünden sonra yeniden dirildi. 
 TIKLA: YUNANİSTANIN DİONYSUSU anası pek belli değilde babası kesin zeus galiba

Pers'li Mithra (M.Ö 1200), 25 Aralık'ta bir bakireden doğdu. 12 havarisi vardı ve onlara mucizeler gösterdi. Ölümünden sonra 3 gün gömülü kaldı ve yeniden dirildi. "Gerçek" ve "Işık" gibi birçok farklı isimle anıldı. İlginçtir ki, Mithra'nın kutsal ibadet günü Pazar'dı. 
TIKLA: MİTRA VE MİTRAS FARKLI ŞEYLER kayadan doğduğuna göre anasının bakire olması doğal :)

Gerçek şu ki, dünyanın her yerinden ve farklı zaman dilimlerinden, bu genel karakteristik özellikleri barındıran birçok ilahi figür var. Asıl soru şu: neden bu özellikler, neden 25 Aralık'ta bir bakire doğumu, neden 3 günlük ölüm ve kaçınılmaz yeniden diriliş, neden 12 havari ya da takipçi? Bunları anlamak için isterseniz en güncel güneş mesihini bir gözden geçirelim.
TIKLA: HEPSİDE AYNI MI? ACABA?

İsa, 25 Aralık'ta Beytüllahim'de bakire Meryem'den dünyaya geldi.
İNCİLDE 25 ARALIK MI?

Doğumu, doğuda bir yıldızın doğmasıyla müjdelendi. 3 Magi Kral'ı bu yıldızı takip ederek İsa'yı buldular ve süslediler. 

12 yaşına geldiğinde bir çocuk öğretmendi, 30 yaşında John tarafından vaftiz edildi ve görevine başladı. İsa'nın birlikte yolculuk yaptığı 12 havarisi vardı ve onlara hasta insanları iyileştirmek, suda yürümek, ölüleri diriltmek gibi mucizeler gösterdi. "Kralların Kralı", "Tanrı'nın Oğlu", "Dünya'nın Işığı", "Alfa ve Omega", "Tanrı'nın Koyunu" ve bunun gibi birçok isimle anıldı. Yahuda tarafından ihanete uğrayıp 30 gümüş akçeye satıldıktan sonra çarmıha gerildi, mezara gömüldü ve 3 gün sonra dirilip cennete yükseldi.

Öncelikle, doğum kısmı tamamen astrolojik. Sözü edilen doğudaki yıldız Sirius'tur, 24 Aralık'ta gece gökyüzündeki en parlak yıldızdır ve Orion kuşağındaki diğer 3 parlak yıldızla aynı hizadadır. 
Bu 3 parlak yıldız, antik zamanlar olduğu gibi günümüzde de aynı isimle anılırlar: 3 Kral... 3 Kral ve en parlak yıldız, Sirius hepsi birlikte 25 Aralık'ta güneşin doğacağı noktayı gösterir. Bu yüzden 3 Kral doğudaki yıldızı "takip" eder ve gündoğumunu, yani güneşin doğumunu işaret eder.

Bakire (Virgin) Meryem, Başak (Virgo) burcundan gelir. Başak "Virgo the Virgin" olarak da bilinir. Virgo (Başak), Latince’de bakire demektir. Başak aynı zamanda "Ekmek Evi" olarak da bilinir ve Başak, elinde bir demet buğday tutan bir bakire olarak tasvir edilir. "Ekmek Evi" ve sembolü olan buğday, hasat mevsimi olan Ağustos ve Eylül aylarını temsil eder. Ayrıca Beytüllahim'in tam tercümesi, "Ekmek Evi"dir. Bu yüzden aslında Beytüllahim; dünyadaki bir yeri değil, gökyüzündeki bir yeri yani Başak burcu takımyıldızını temsil eder.
TIKLA: BAŞAK BURCU
TIKLA: BAKİRE MİRRA VE MAYA TEMELSİZ

Ayrıca 25 Aralık'ta yani kış gündönümünde bir başka ilginç olay meydana gelir. Yaz gündönümünden kış gündönümüne kadar, günler kısalır ve soğur. Kuzey yarımküreden bakıldığında güneş güneye doğru hareket eder ve gittikçe küçülerek silikleşir. Günlerin kısalması ve kış gündönümüne doğru hasat zamanının gelmesi, antik medeniyetlerde ölümü temsil ediyordu. Bu, güneşin ölümüydü. 22 Aralık'ta güneşin yok olduğu en belirgin şekilde görülür. Güneş 6 ay boyunca güneye doğru hareket eder ve o gün, ufuktaki en düşük noktasına ulaşır. İşte burada ilginç bir olay olur: Güneşin güneye doğru hareketi 3 gün boyunca durur, bu 3 günlük beklemeden sonra güneş, haç şeklindeki Güney takımyıldızının üzerinde yeniden yükselmeye başlar. 25 Aralık'ta gerçekleşen bu olaydan sonra güneş, bu sefer kuzeye doğru 1 derece hareket eder, günler uzamaya ve ısınmaya başlar, bahar gelir. İşte bu yüzden, "Güneş haç üzerinde öldü, 3 gün ölü kaldı ve tekrar dirildi" denir. Bu yüzden İsa ve diğer sayısız güneş tanrısı aynı haç, 3 günlük ölüm ve yeniden diriliş temalarını paylaşır. Bu aslında güneşin, Kuzey yarımküreye doğru hareket yönünü değiştirmeden ve baharı getirmeden önceki hareket sürecidir. 
TIKLA: HAÇ TAKIM YILDIZI KUZEY YARIKÜREDEN GÖZLEMLENEMİYOR...

Buna rağmen güneşin yeniden dirilişi, bahar ekinoksuna kadar kutlanmazdı. Çünkü güneş, günün uzadığı ve baharın belirtilerinin başladığı bahar ekinoksunda, yani "Paskalya" zamanında belirgin olarak karanlığın kötülüğünü alt ediyordu. Şimdi, muhtemelen İsa'yla ilgili en belirgin astrolojik sembole yani 12 sadık havarisine bakalım.
TIKLA: YERSİZ - ANLAMSIZ
Bunlar aslında Zodyak çaprazında tasvir edilen 12 burçtur ve güneşi temsil eden İsa onları ziyaret eder. Zodyak Çaprazında İsa M.S 11. Yüzyıl İncil'de 12 sayısına birçok yerde rastlanır. 
TIKLA: 12 SAYISI ÜÇLEMELER YEDİLEMELER KIRKLAMALAR DAN FARKLI MI Kİ?...

Güneşin yaşamını tasvir eden, Zodyak çaprazına geri dönersek, onun sadece güneşin hareketlerinin sanatsal bir ifadesi olmadığını söyleyebiliriz. Bu aslında ilahi bir Pagan sembolüdür ve özünde şu şekildedir: Bu bir Hıristiyanlık sembolü değildir. Bu, Paganların Zodyak çaprazı uyarlamasıdır. Bu yüzden İsa, eski betimlemelerde hep kafasında bir haçla gösterilir. Çünkü İsa Güneştir, "Tanrı'nın Güneşi"dir, "Dünya'nın Işığı"dır, "Göğe Çekilen" dir ve bu yüzden, aslında her sabah yaptığı gibi "Tekrar Gelecek"tir. Karanlığın düşmanı olan Tanrı'nın kudretiyle, her sabah "Yeniden Dirilir", "Bulutlar Üzerinden Yükselir" ve tacında parlayan gün ışıklarıyla "Cennet'ten iner."
TIKLA: IŞIK HÜZMESİ İSADAN 5 YÜZYIL SONRA ORTAYA ÇIKTI.
İncil'de yer alan sayısız astrolojik-astronomik benzetmelerden belki de en önemlisi Çağ'lar ile ilgili olan kısımdır. Yine kutsal kitapta "Çağ" kelimesi birçok yerde geçmektedir. "Çağ" kavramını tam olarak anlayabilmek için, öncelikle gece gündüz eşitliğinin yani ekinoksun gerilemesi olayını anlamalıyız.

Antik Mısır'lılar ve onlardan önceki birçok medeniyet fark ettiler ki, yaklaşık olarak her 2150 yılda bir bahar gündönümünde şafak, Zodyak'ın bir başka sembolüne denk geliyordu. Bu olay, Dünya'nın kendi ekseninde açısal olarak dönerken yalpalanmasıyla ilgilidir. Bu olaya gündönümünün gerilemesi denir, çünkü normal bir yıllık döngünün aksine bu olayda burç geriye gider. Bu gerilemenin 12 burcun tamamında gerçekleşmesi için gereken süre ise, tam olarak 25.765 yıldır. Bu süre aynı zaman da "Büyük Yıl" olarak adlandırılıyordu ve antik toplumlar buna çok dikkat ediyordu. Bu yüzden her 2150 yıllık süreci bir "Çağ" olarak adlandırdılar.
TIKLA: 2150 YILLIK BİLGİ AKTARIMI HANGİ MEDENİYETMİŞ BU?
birde 2150 yıl sadece bir zodyak olduğunu düşünün, biz 2010 yılında yazının, romanın bulunduğu bir dönemde isa yaşadımı yaşamadımı atışması yapıyoruz, millet yıldızların yerini 10000 yıllarla takip ediyo hemde yazıyı bilmeyen insanlar ilginç

M.Ö 4300 yılından M.Ö 2150 yılına kadar Taurus, yani "Boğa Çağı" yaşandı. M.Ö 2150 yılından M.S 1 yılına kadar Aries, yani "Koç Çağı" yaşandı. Ve şu an da içinde bulunduğumuz M.S 1 yılından M.S 2150 yılına kadar olan süreçte de, "Balık Çağı" yaşanacak. 2150 yılından sonra ise, dünya yeni bir çağa girecek: "Kova Çağı"na...
TIKLA: GÜNEŞMİ? BALIKMI? HAVARİMİ? 12 HAVARİ VARSA İSADA BALIKSA KAYIP HAVARİ KİM? YOKSA HAVARİLER 11 Mİ? ...


İncil, sembolik olarak 3 çağın geçişinden ve geçilecek olan 4. bir çağdan bahseder. Eski Ahit'e göre Musa, Sina Dağı'ndan elinde 10 Emir'le birlikte geldiğinde, insanlarının altından bir buzağı heykeline taptıklarını görür ve çok üzülür. Taş tabletleri parçalar ve insanlarına, bu utançtan arınmak için birbirlerini öldürmeleri gerektiğini söyler. Birçok ilahiyatçı bu öfkeyi, İsrailoğulları'nın yanlış tanrıya tapmalarına bağlamıştır. Aslında o put altın bir boğaydı, Taurus Boğası'ydı ve Musa halkına yeni çağın, yani "Koç Çağı"nın geldiğini haber veriyordu. Bu yüzden Yahudiler, bugün bile hala koç boynuzu borusu çalarlar. Musa yeni çağ olan Koç Çağı'nı temsil ediyordu ve bu yüzden herkes eski çağdan vazgeçmeliydi.

İPARKOS-BATLAMYUS ARASI.
Antik tanrılardan Mithra gibi, başka figürler de bu geçişi yaşamış ve aynı tema içerisinde bir boğayı öldürmüştür. İsa ise bundan sonra gelecek çağın, "Balık Çağı"nın yol göstericisidir. Yani 2 balığın. Balık sembolüne Eski Ahit'te çok rastlanır. Örneğin İsa, 5000 kişiyi ekmek ve sadece 2 balıkla doyurmuştur. Görevine başlayıp Galilei ile yolculuğa çıktığında, 2 balıkçıyla arkadaş olmuş ve balıkçılar onu takip etmiştir. İnsanlar ABD’de arabalarının arkasına İsa-Balığı çıkartması yapıştırırlar. Bilmediğiniz şey aslında onun ne anlama geldiği.
TIKLA: BALIK BİLİNMEYEN BİR ŞEYMİ?


Bu, Balık Çağı sırasındaki Pagan Güneş Krallığı'nın astrolojik sembolüdür. Ayrıca İsa'nın doğumu kabul edilen tarih, bu çağın başlangıç tarihidir. Luke 22:10'a göre, havarilerinin İsa'ya "Senden sonra bir dahaki Paskalya nerede olacak?" diye sormaları üzerine İsa: "Bir şehre gireceksiniz ve orada elinde testiyle su taşıyan bir adam göreceksiniz. Onu takip edin, ve gireceği eve girin." diye cevap verir. Bu ayet, astrolojik esinlenmelerin belki de en açık olanıdır. Testiyle su taşıyan adam Aquarius'tur. Su-taşıyıcısıdır ve her zaman testiden su döken bir adam olarak tasvir edilmiştir. İsa Balık Çağı'nı temsil ediyordu. Güneş (Tanrı'nın Güneşi) Balık Çağı'nı (İsa'yı) terk ettiğinde, Aquarius'un (Kova) evine gelecekti, tıpkı Kova'nın (Aquarius) gün dönümü gerilemesinde Balık'ı takip etmesi gibi. İsa'nın aslında bütün söylediği, Balık Çağı'ndan sonra Kova Çağı'nın geleceğiydi.

TIKLA: İSA NEYİ TARİF EDİYOR? ÇEŞMEYİ VE ÇEŞMEDEN AKAN SUYUMU?...


Şimdi, zamanın ve dünyanın sonuyla ilgili hepimiz bir şeyler duymuşuzdur. Vahiy kitabındaki resimlemeleri saymazsak, bu konunun ana kaynağı Matthew 28:20 bölümüdür, bu bölümde İsa: "Sizinle dünyanın sonuna kadar birlikte olacağım" der. Ama Kral James versiyonunda "Dünya" kelimesi, diğer birçok tercüme hatası gibi, aslında yanlış tercüme edilmiştir. Aslında kullanılan kelime "Aeon" dur ve "Çağ" anlamına gelir. "Sizinle çağın sonuna kadar birlikte olacağım." Ki bu doğrudur, İsa'nın Balık Çağı, güneş Kova Çağı'na girdiğinde bitecektir. Bütün bu "Dünyanın Sonu" ve "Zamanın Sonu" teması, aslında astrolojik bir alegorinin yanlış tercümesidir. Ama gelin bunu, dünyanın sonunun geldiğine inanan yaklaşık 100 milyon Amerikalıya anlatın.

DÜNYA VE ÇAĞ.

Diğer yandan İsa karakteri, edebi ve astrolojik olarak Mısır Güneş Tanrısı Horus'un tamamen kopyasıdır. Örneğin, Mısır'daki yaklaşık 3500 yıllık Luxor Tapınağı'nın duvarlarında bakire gebeliğini, Horus'un doğumu ve kutsanmasını gösteren resimler vardır. Resimler, Thaw'un bakire Isis'e Horus'a hamile kalacağını söylemesiyle başlar, daha sonra kutsal ruh Nef, bakireyi hamile bırakır, bakire doğum yapar ve bebek kutsanır. Bu hikaye İsa'nın hikayesiyle tamamen aynıdır. İsa ve Horus arasındaki benzerlik inanılmazdır.
BABA OSİRİS YAW.

Ve araklama devam eder. Nuh ve Nuh’un gemisi hikayesi tamamen bir kültürden alınmıştır. Büyük Tufan temasına antik dünyada çok rastlanır. Sözkonusu temaya farklı zaman dilimlerinden 200 faklı yerde rastlanabilir. Gene de bunun için çok gerilere gitmeye gerek yok, M.Ö. 2600 yılında yazılan Gılgamış Destanı’na bakmak yeterli. Bu destan tanrı tarafından meydana gelen bir tufandan, hayvanların bindirildiği bir gemiden, hatta İncil’de de olduğu gibi salıverilen ve geri dönen bir güvercinden ve bunun gibi birçok benzerlikten bahseder.
GILGAMIŞ=EVRİLMİŞ/DEVRİLMİŞ NUH ?
TIKLA: NİSSİR=CUDİ=AĞRI=DAĞ MI?

Şimdi de Musa’nın çalıntı hikayesi. Musa’nın doğumundan sonra, hasır bir sepete koyulduğu ve nehire bırakılıp ölümden kurtarıldığı söylenir. Daha sonra Firavun’un kızı tarafından bulunur ve bir prens olarak yetiştirilir. Sepetteki bebek hikayesi direk olarak, M.Ö. 2250 civarında yazılmış olan Akkad’lı Sargon’un efsanesinden alınmıştır. Sargon doğar ve öldürülmesin diye hasır bir sepete koyulup nehre bırakılır. Bir kraliyet kadını olan Akki tarafından bulunur ve yetiştirilir. Ayrıca Musa “Kanun Koyucu” ve taş tabletlerdeki “10 Emir’i getiren kişi” olarak bilinir. Halbuki, tanrının bir dağda peygamberine kanunları iletme teması çok daha eskidir. Musa mitolojik tarihteki sayısız “Kanun Koyucu”lardan sadece biridir. 
TIKLA: HİYEGROLİFLERE MISIRA METİNLERE NE KADAR GÜVENİLİR?
Hindistan’da Manou büyük “Kanun Koyucu” idi.
Girit’te Minos, Dicta Dağına çıkarak orada Zeus’tan kutsal kanunları öğrendi.
Mısır’da ise Mises, tanrının ona verdiği ve taş tabletlere yazılmış kanunları taşırdı.
Manou, Minos, Mises, Moses (Musa). [İsim benzerliklerine dikkat çekilmiştir K.G.]

TIKLA: Bİ KERE MANU MUSADAN SONRA MUHAMMEDDE M İLE BAŞLIYOR...

10 Emir’e gelince, bu da Mısır’lıların “Ölüm Kitabı”nın 125. bölümünden alınmıştır. Ölüm Kitabı’nda yazan mısralardan; “Çalmadım” mısrası “Çalmayacaksın” olarak, “Öldürmedim” mısrası “Öldürmeyeceksin” olarak, “Yalan söylemedim” mısrası ise “Yalan yere şahitlik etmeyeceksin” olarak değiştirilmiştir.  
ÇALMAYI,ÖLDÜRMEMEYİ,YALAN SÖYLEMEMEYİ AKIL EDEMEYİP ÇALAN İNSANLAR DÜNYASI İNANIRSAN!...


Görüldüğü gibi eski Mısır inanışı, Musevi-Hıristiyan ilahiyatının temelini oluşturmaktadır. İlk Hıristiyan tarihçilerden ve savunucularından olan Justin Martyr şöyle yazmıştır: “Bizler, öğretmenimiz İsa cinsel ilişki haricinde doğdu, çarmıha gerildi, öldü, yeniden dirildi ve cennete yükseldi dediğimizde, bizim Jüpiter'in oğullarına inandığımızı sanan insanlardan farklı bir şey iddia etmemiş oluruz.” Bir başka deyişle Justin Martyr şöyle demiştir: "O bir bakireden doğdu, Perseus'a (Yunan Tanrısı) inanmakla arasındaki tek fark bu.”
MISIR İLE HRİSTİYANLARIN BİR ÇOK ŞEYİDE BENZİYOR YANİ YEMESİ İÇMESİ GİBİ YANİ DİĞER MİLLETLER GİBİ İNSAN İŞTE YAHU İNSAN...

Bu çok açık ki Justin ve diğer ilk Hıristiyanlar, Hıristiyanlığın Pagan dinlerine çok benzediğini biliyorlardı. Neyse ki Justin buna bir çözüm buldu. Bu konuda çok kafa yordu, Şeytan yapmıştı. Bütün bunları önceden sezen Şeytan İsa'dan önce dünyaya geldi ve Pagan dünyasındaki bu karakterleri yarattı." Köktendinci Hıristiyanlık, muhteşem. 
TIKLA: JUSTİN ASLINDA NE DİYOR, BİR KİŞİMİ SAYIYOR, BİR SÜRÜ KİŞİMİ?...

Bu insanlar gerçekten dünyanın 12.000 yaşında olduğuna inanıyorlar. Bir gün bu adamlardan birine sordum: "Peki ya dinozor fosilleri?" Bana şöyle dedi: "Dinozor fosilleri mi? Tanrı onları oraya bizim inancımızı sınamak için koydu!" Bence Tanrı seni buraya benim inancımı sınamak için koymuş ahbap!" Bill Hicks - 1961-1994
TIKLA: TAMAM TAMAM mal bulmuş magribi


 İncil, kendinden önceki neredeyse bütün dini efsaneleri kullanmış bir astro-ilahi metinden başka bir şey değildir. Diğer yandan bir karakterin özelliklerinin başka bir yeni karaktere aktarılmasına aynı kitabın içinde de rastlanır. Eski Ahit’te Yusuf’un hikayesi anlatılır. Yusuf İsa’nın bir prototipidir. İkisi de mucizevi şekilde doğmuştur. Yusuf’un 12 kardeşi İsa’nın 12 havarisi vardır. Yusuf 20 gümüş akçeye, İsa 30 gümüş akçeye satılmıştır. Kardeşi “Yahuda” Yusuf’un satılmasını önerirken, havari “Yahuda” İsa’nın satılmasını önermiştir. Her ikisi de görevlerine 30 yaşında başlamışlardır. Ve benzerlikler sürer gider.
YUSUFUN 11 KARDEŞİ İSANIN 12 HAVARİSİ
.

Peki 12 havarisiyle gezen, hastaları iyileştiren, Meryem’in oğlu İsa adında birinin yaşadığına İncil dışında herhangi bir delil var mıdır? [Kur’an’ın delil olmasına bir batılı dikkat etmez K.G.] İsa’nın yaşadığı iddia edilen zaman aralığında ya da daha sonraları Akdeniz çevresinde sayısız tarihçi yaşadı. Bunlardan kaç tanesi bu insanı kaleme aldı? Hiç biri. Buna rağmen dürüst olmak gerekirse İsa’nın varlığını savunanlar birbirleriyle çelişkili değildir. İsa’nın varlığına delil olarak 4 tarihçi referans kabul edilir. Genç Pliny, Suetonius ve Tacitus bunların üçüdür. Her birinin bu konu hakkında yazdıkları en fazla birkaç cümleden ibarettir. Ve yazılar “Chiristus” ya da “Christ” hakkında yazılmıştır ki bunlar aslında isim değil ünvandır. “Vaftiz Edilmiş Kişi” anlamına gelirler.
4. referans ise, sahte oldukları yüzyıllrdır bilinen Josephus’un metinleridir. Ne yazık ki hâlâ doğru kabul edilirler. Öldükten sonra tekrar dirilen, herkesin gözü önünde cennete yükselen ve ona bağışlanan mucizeleri gerçekleştiren bir adamın tarihi kayıtlara geçmesi gerektiğini düşünebilirsiniz. Ama geçmedi, çünkü kanıtları incelediğimizde İsa figürünün gerçekte var olmadığı açıkça ortaya çıkmaktadır.
TIKLA: Bİ SANİYE Bİ SANİYE.
Kaba olmak istemiyoruz, ama gerçekçi olmak istiyoruz. Kimsenin duygularını incitmek istemiyoruz, ama anladığımız ve doğru kabul ettiğimiz konularda bilimsel açıdan gerçeği bulmak istiyoruz. Hıristiyanlık gerçeğe dayanmaz. Bizce Hıristiyanlık, politik olarak empoze edilmiş bir Lâtin hikayesinden başka bir şey değildir.
TIKLA: KABUL HRİSTİYANLIK GERÇEĞE DAYANMAZ.
TIKLA: KİLİSE HRİSTİYANLIĞI EŞİTTİR DİNLER Mİ?


Gerçek şu ki İsa, Gnostik Hıristiyan mezhebinin Güneş Tanrı'sıdır ve diğer Pagan tanrıları gibi, mitolojik bir figürden ibarettir. Toplumsal kontrolü sağlamak için İsa'yı tarihi bir karakter haline getirmek, politik bir gereksinimdi.

M.S 325 yılında Roma hükümdarı Constantine, İznik Konseyi'ni topladı. 
TIKLA: VAR EDEN KİMLER DEĞİŞTİRENLER ÖNEMLİ DEĞİL.
Bu görüşmeler sırasında, politik olarak şekillendirilen Hıristiyanlık öğretileri kabul edildi ve bu tarihten itibaren Hıristiyanlık adına kan dökülmeye başlandı. Bunu takip eden 1600 yıl boyunca Vatikan, tüm Avrupa üzerinde etkili politik bir kale haline geldi, "Karanlık Çağlar" olarak anılan zaman dilimlerine liderlik ederek, Engizisyon ve Haçlı Seferleri gibi olaylara neden oldu. 
TIKLA: İZNİK KONSEYİ İSAYI VAR EDEN DEĞİL TANRI EDEN KONSÜLDÜR..

Hristiyanlık, benzeri bütün ilahi inanç sistemleri gibi döneminin hurafesidir. İnsanları gerçek dünyadan ve dolayısıyla birbirinden koparma amacına hizmet eder. İnsanların otoriteye sorgulamadan itaat etmesini sağlar.
TIKLA: KİLİSE NEDEN KARŞI?
Her şeyi kontrol eden bir Tanrı olduğu iddiasıyla insanların sorumluluk duygusunu zayıflatır ve utanç verici suçları, din uğrana olduğu takdirde haklı kılar.
Ama en önemlisi, gerçeği bildiği halde bu hikayeleri kullanan insanlara toplumu yönlendirme ve kontrol etme gücü sağlar. Dini dogmalar, icat edile gelmiş en güçlü araçtır ve diğer birçok hikayeye kanmak için insan psikolojisinde bir temel oluşturur.

TIKLA: AYNEN KATILIYORUM YALNIZ.

FİLMİN BİLGİ KAYNAKLARI TIKLA: FİLMİN KAYNAKLARI
.
.
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder