4 Aralık 2010 Cumartesi

3 YILLIK ÖMRÜ 12 İNANANI OLAN ADAMI NEDEN YAZMADILAR LAN?

Zeitgeist:Peki 12 havarisiyle gezen, hastaları iyileştiren, Meryem’in oğlu İsa adından birinin yaşadığını kanıtlayan İncil dışında herhangi bir delil var mıdır?
İsa’nın yaşadığı iddia edilen zaman aralığında ya da daha sonraları Akdeniz çevresinde sayısız tarihçi yaşadı. Bunlardan kaç tanesi bu insanı kaleme aldı? Hiçbiri!
Buna rağmen dürüst olmak gerekirse İsa’nın varlığını savunanlar birbiriyle çelişkili değildir. İsa’nın varlığına kanıt olarak 4 tarihçi kabul edilir: Genç Pliny, Suetonius ve Tacitus bunlardan üçüdür. Her birinin, bu konu hakkında yazdıkları en fazla birkaç cümleden ibarettir ve yazılar “Christus” ya da “Christ” hakkında yazılmıştır, ki bunlar isim değil unvandır. “Kutsanmış kişi” anlamına gelirler.
4. referans ise, sahte oldukları yüzyıllardır bilinen Josephus’un metinleridir. Ne yazık ki hala doğru kabul edilirler.
Öldükten sonra tekrar dirilen, herkesin gözü önünde cennete yükselen ve ona bağışlanan mucizeleri gerçekleştiren bir adamın tarihi kayıtlara geçmesi gerektiğini düşünebilirsiniz. Ama geçmedi, çünkü kanıtları incelediğimizde İsa figürünün gerçekte var olmadığı açıkça ortaya çıkmaktadır.
Film, buradaki ifadelerinin başında ve ortasında kesinlikle haklı. Hayatı mucizelerle dolu bir varlık, nasıl olur da tarihi kayıtlara geçmez ve yaşadığı resmiyet kazanmaz? Doğumu müjdelenen, bir bakireden doğan, İslam bakış açısına göre bebekken konuşan(19.Meryem 29-34), çamurdan yaptığı kuşu üfleyerek gerçeğe dönüştüren(3.Ali İmran 49 & 5.Maide.110), 12 yaşında öğretmen olan, 12 takipçisi bulunan, suyun üzerinde yürüyen, yaraları iyileştiren, ölüleri dirilten, çarmıha gerilip üç gün ölü kalıp sonra dirilen, herkesin gözü önünde cennete yükselen bir kişinin tarihsel olarak yaşadığına dair sağlam bir iz yok maalesef.
İddia edilen 4 tarihçi de, İsa’nın yaşadığına dair kanıt sayılamazlar bence çünkü, hepsi de İsa’dan önemli bir vakit geçtikten sonra doğdular, yaşadılar ve yazdılar. İsa’nın ölüm tarihi en geç M.S 36 yılına denk gelir, fakat Tacitus 56 yılında doğmuş(117 yılında ölmüş), Genç Pliny 61 yılında doğmuş(112’de ölmüştür), Suetonius ise 70 yılında doğmuştur. Görüldüğü gibi İsa’dan önemli bir vakit sonra doğdular ve yaşadılar. Üstelik bunlardan Genç Pliny’ninkine ve Tacitus’un İsa hakkında yazdıklarına bakılırsa bunların, İsa’dan değil, “İsa’nın takipçilerinden” yani Hristiyanlardan bahsettikleri görülür. Suetonius’un yazdıkları muhtemelen İsa’ya atfen değildir. Suetonius’un “Chrestus’un kışkırtmalarıyla olay çıkaran ve Claudius tarafından Roma’dan kovulan Yahudiler” şeklindeki ifadelerinde geçen “Chrestus”un İsa olmama ihtimali ise gayet açıktır, çünkü ifadelerde geçen İmparator Claudius, İsa’nın ölümünden yaklaşık 5 yıl(M.S 41) sonra tahta çıktı.
Josephus ise İsa’nın ölüm tarihine en yakın doğmuş olandır ama, O da tıpkı diğerleri gibi İsa’nın ölümünden sonra doğmuştur. İsa’ya dair yazdığı ifadelerin, O’na ait olup olmadıkları, filmde bahsedildiği gibi şaibelidir. Gerek İsa’nın geçtiği yerdeki ifadelerde bulunan kelimelerin yazıldığı dönemdeki kelime haznesine fazla gelmesi, gerek yazdığı metindeki konu akışını İsa’nın geçtiği yerdeki ifadelerin bozması, gerekse Josephus’un kendi inancının Hristiyan olmamasına rağmen İsa’ya atfedilen mucizeleri(3 gün sonra yeniden dirilmesi gibi.) kabul etmesi; İsa’ya dair ifadelerin sonradan, başkaları tarafından eklendiği görüşünü doğurmuştur.
Josephus’un metinlerinde İsa’ya dair şu ifadeler geçiyor: Bu sıralarda İsa vardı; bilge bir adam, tabi O’na “adam” diye hitap etmek doğru ise; çünkü o mucizevi işler yaptı, gerçeği mutlulukla kabul eden adamlara öğretmenlik yaptı. Kendisine hem Yahudileri hem de Yahudi olmayanları çekti. O “Mesih”ti. Ve Pilate, aramızdaki ileri gelenlerin söylediklerine kulak vererek O’nu çarmıha mahkum ettiğinde, O’nu sevenler onu terk etmemişlerdi, zira o onlara üç gün sonra tekrar dirildi, tıpkı eski peygamberlerin kendisi hakkında bu ve bunun gibi on bin başka güzel şeyi söylediği gibi. Ve Hrıstiyan adı verilen cemaat -ki onun adını almışlardır-, bugüne kadar hala varlıklarını devam ettirmektedirler.
Ama bütün bunları yazmasına rağmen Josephus, Hristiyan inancına sahip değil. Ve yukarıda da belirttiğim gibi yazdıklarında önemli problemler mevcut. Kaldı ki yine belirttiğim gibi Josephus İsa öldükten sonra doğdu ve önemli bir vakit sonra bu ifadeleri yazdı. Dolayısıyla Josephus’a ait metindeki bu ifadeler pek de kabul görmüyorlar. Bu yüzden filmin “sahte oldukları yüzyıllardır bilinen Josephus’un metinleri” iddiası rahatlıkla kabul edebileceğimiz bir şey.
İsa’nın yaşadığına kanıt olarak gösterilen diğer bir referans ise Mara Bar-Serapion‘dur. Ama bu da İsa’nın çarmıhta gerilişinden yaklaşık 40 yıl sonrasına denk düşüyor. Aynı zamanda İsa’dan İsa olarak değil, “bilge adam” olarak söz ediliyor. Ve mektubu da ilk olarak 19. yy’da William Cureton tarafından düzenlenmiştir.
İsa’nın yaşadığına dair diğer tarihsel argümanlar ise şurada açıklanıyor ama bunlar da İsa’nın ölümünden çok sonraya dayanıyor.
Öte yandan filmin “çünkü kanıtları incelediğimizde İsa figürünün gerçekte var olmadığı açıkça ortaya çıkmaktadır” iddiası. Size şunu söyleyeyim: Her ne kadar sağlam kanıtlar bulunmasa da, İsa’nın yaşama olasılığı, yaşamama olasılığından daha yüksektir.
Bu konuda pek çok ihtimal var. Ben kendi gördüğüm ihtimallerden en iyisini ve sürekli göz ardı edileni paylaşayım:
1-İsa, muhtemelen o dönemde(şimdiki gibi) bolca bulunan şifacı-bilge adam türünden öğretmen gibi birşeydi. O’nun yaptıklarından rahatsız olan Yahudiler, çevre halkı ve Roma’nın önde gelenleri tarafından da çarmıha gerildi. Ama daha sonraları zaten Tevrat’ı bilen kişiler “Bizler O’nun havarileriyiz, O gerçek Mesih’ti” diyerek İsa olarak bilinen kişinin yaptıklarını abarttılar. Tanrı’nın Ruhu’nun(Kutsal Ruh) gücüyle İsa’nın tüm şeyleri hatırladıklarını(bildiklerini) iddia ettiler ve O’nu İncil’in ana kahramanı yaptılar. Zaten İncil’in yazılış tarihleri dönemi İsa’nın ölümünden en az 30, en fazla 70 seneye denk geliyor. Bu zaman zarfı yapılan mucizevî şeyleri abartmak için(ve bu mucizelere, genellikle Tevrat’ta bahsedilen yeni mucizeleri eklemek için) yeter de artar bile.
(Aynı zamanda size şunu belirteyim; 2006 yılında National Geographic tarafından yaklaşık 1800 yıllık Yahuda’nın İncil’i(Yahuda’nın Müjdesi) bulundu. Şuradan türkçe olarak okuyabilirsiniz.)
2-Öncelikle şunu belirtmeliyim ki ikinci durumun olma ihtimali birincisinden çok daha az. Ama yine de bu bize bir başka fikir verebilir: İkinci ihtimalde asıl kahramanımız Meryem. Tabi, olayın perde arkası kahramanı. Eğer, İsa’ya doğduğu vakit “Mesih” diye hitap edilmiş ise bu konunun sorgulanması gereken kahramanı Meryem’dir. Çünkü çok iyi biliyoruz ki, bir bebek asla ve asla önce kendisini bakireden doğmuş gibi gösterip, “Ben Mesih’im” diyemez. Bunu düşünmek elbette ki çok mantıksızdır. O zaman bu İsa’yı bakireden doğmuş gibi gösteren, O’nu Mesih diye tanıtan annesi Meryem(ve ortakları)’dir. Daha öncesinden Tevrat’ı iyi bilen Meryem, İsa büyürken de O’nu bu konuda yeterince eğitmiş, ikisi bu oyunu çok güzel devam ettirmiştir. Belli bir süre sonra da bu oyun, gerekli kişiler tarafından kayda(İncil’e) geçilmiştir.
Ama dediğim gibi; birinci ihtimal çok daha mantıklı ve muhtemelen en iyi ihtimal. İkinci ihtimali Meryem sürekli göz ardı edilen bir kişi olduğu için verdim. İkinci ihtimalin gerçek olma olasılığı birincisine göre çok-çok daha az.
Ama İsa yaşamamış da olabilir. Ancak bu tez, filmin incelediği kanıtlarla desteklenebilecek bir tez değil elbette.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder