4 Aralık 2010 Cumartesi

İZNİK KONSEYİ İSAYI VAR EDEN DEĞİL TANRI EDEN KONSEYDİR

Zeitgeist:Bizce Hristiyanlık, politik olarak empoze edilmiş bir Latin hikayesinden başka bir şey değildir.
Gerçek şu ki İsa, Gnostik Hristiyan mezhebinin Güneş Tanrı’sıdır ve diğer Pagan dinleri gibi,, mitolojik bir figürden ibarettir. Toplumsal kontrolü sağlamak için İsa’yı tarihi karekter haline getirmek, politik bir gereksinimdi.
M.S 325 yılında Roma hükümdarı Constanine, Nicea(İznik) Konseyi’ni topladı. Bu görüşmeler sırasında, politik olarak şekillendirilen Hristiyanlık öğretileri kabul edildi. Ve bu tarihten itibaren Hristiyanlık adına kan dökülmeye başlandı.
Bunu takip eden 1600 yıl boyunca Vatikan, tüm Avrupa üzerinde etkili politik bir kale haline geldi, “Karanlık Çağlar” olarak anılan zaman dilimlerine liderlik ederek, Engizisyon ve Haçlı Seferleri gibi olaylara neden oldu.
İsa’nın ne olduğunu, tarihsel karakter olmasının ihtimalini burada da tekrar etmek istemiyorum.
Ancak, filmin bu ifadelerindeki diğer argümanlarına bakarsak bir takım şeyleri belirtmemiz gerekir. Öncelikle İznik Konseyi, İsa’nın tanrılık özelliğini tartışmak için toplanmış bir konseydir. Bu olay(İsa’nın Tanrılığı) zaten kabul ediliyordu, ama “İsa ile Baba aynı mıdır?” soruna cevap bulmak gerekiyordu. Filmin “toplumsal kontrol” ifadesi de palavra olmuş oluyor.
Gerçi, Müslüman inancına sahip olanlar da gerçek İncil’in yakıldığını veya yok edildiğini, İznik Konseyi’nin bu yüzden toplandığını ve burada Hristiyanların önde gelenleri tarafından binlerce keyfi yazılmış İncil’den sadece dördünün seçildiğini iddia ederler. Bunu, İncil’in değiştiğine dair kanıt olarak gösterirler. Üstelik iddiaları saçmalama mertebesine kadar gider.
Hâlbuki Müslümanların bu iddiası da (İznik Konseyi’nin ne amaçla toplandığını belirttim) palavradır ve Hristiyan inancına sahip olanlar buna isyan ederler. (Ayrıca bkz. İznik Konseyi’nde Ne Oldu?)
Öte yandan Haçlı Seferleri, Engizisyon ve Karan Çağ.
Size şunu belirteyim: Haçlı Seferleri, her ne kadar kilisenin tetiklemesi işin içinde bulunsa da dünyada artan Müslüman saldırganlığa cevaptır ve amacı kaybedilen toprakları geri almaktır.
Karanlık çağ da M.S 5-11. arasında büyük bunalım yaşanan bir devirdir. Dinden daha önemli sorunlar da mevcuttur. (Barbarlardan Emperyalist akınlar, Roma İmparatorluğunun Bölünmesi, ekonomik sıkıntılar vb.)
Engizisyon’a gelince. Film bu konuda haklı, çünkü Engizisyon’un savunulacak hiçbir bir yanı yok. Yaptığı işkencelerden, Galileo’yu yargılamasından, idamlarından dolayı Engizisyon için ne deseniz uyar. Ancak, şunu da belirteyim ki; İncil’de bu tip hükümler –her ne kadar kadın hakları vb. gibi konularda pek de iyi hükümler olmasa da- bulunmaz. Günümüzde Hristiyanlıkta, Müslümanlık gibi silahlı örgütlenme(terör örgütü kurma) de mevcut değil. Bu yüzden, Engizisyon’dan dolayı sadece dönemin ilgili şahıslarını sorumlu tutmalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder